Greg: Dinozorların büyük kulakları olduğu ama kulaklarında hiç kemik olmadığı için herkesin bunu unuttuğunu biliyor muydun?
Wirt: Bilmiyordum Greg.
Greg: Çünkü doğru değil.
Bu bir kaya gerçeği.
Bahçe Duvarının Ötesinde
Evet yaptığım girizgah’tan sonra Bahçe Duvarının Ötesinde’nin çizimlerinin, renklerinin, müziklerinin ne kadar güzel olduğunu anlatacağım methiye bölümüne geçmeyeceğim.
Wirt’in iyice ümitsizliğe kapılıp “artık hiç bir şey bilmiyorum” demesine üzerine gelişen bu diyalogu giriş olarak yazmamın sebebi aklıma psikolojideki kullanılmayan uzvun işlevini kaybetmesini getirmiş olması. Evet biyolojide de var böyle bir şey ama ben eşit ağırlıkçı olduğum için aklıma beynin kullanmadığı zaman zeka seviyesinin düşmesi geldi doğrudan.
Peki nereden çıktı bu ders muhabbeti demeden önce anlatayım üniversite sınavına girmek gibi bir iş yaptım. Öncelikle belirteyim ki benim zamanımda insanlar “Benim zamanımda ÖSS” diye başlayan cümleler kurduğunda “2 basamaklıydı” diye devam ediyorlardı, varın düşünün artık benim ne kadar eski olduğumu ama yine benim zamanım eğitimin eğitim olduğu yıllardı hani, övünmek gibi olmasın Anadolu Lisesi mezunuyum ve derslerimizde hocalar müfredatta var diye sınavda olmayan konuları bile ısrarla işlerlerdi. Biraz onun rahatlığla, biraz da hemen her sene bir sınav olduğu için iyi kötü hatırlarım bir şeyler diye düşünüp matematik, Türkçe ve İngilizce’den sınava girmeye karar verdim. Böyle deyince de çok kolay yapmışım manası çıkmasın lütfen, inanın sınavdan çok hangisinden sınava gireceğimi anlamaya çalıştım.
Devam etmeden önce bu oturumlara değinmek istiyorum. Yine bir sınav vakti kapıda annenin biriyle eğitim masrafları üzerine konuşurken kadın “her şeyden keseceğimizi ama çocuklarımızdan kesmeyeceğimizi bildiklerinden yapıyorlar bunu” demişti. Bir öğrencinin bölümü gereği en az iki oturuma gireceği düşünülürse her oturum için deve yüküyle para isteyen ÖSYM’nin sınavlara para gözüyle bakmadığını düşünmek kuşkusuz aptallık olur. Hatta son olarak ÖSYM tercih yapanlardan da para istedi ya “yiyin efendiler yiyin, aksırıncaya tıksırıncaya çatlayıncaya kadar yiyin” diyen Tevfik Fikret’i analım bu vesileyle.
Sınava geçmeden önce değinmek istediğim bir diğer konu da eğitim sistemi. Şüphesiz bir devletin en önemli politikası eğitim politikası olmalı, sonuçta eğitime yapılan yatırım kaliteli vatandaş demek -elbette ki eğitimli cahiller var, elbette ki büyük makamlara gelen küçük insanlar var ama genelden bahsediyorum burada- kaliteli vatandaş demek hukukun adaletin var olduğu toplum demek, herkesin eşit olduğu özgür olduğu kadının mal değil birey olduğu toplum demek, fikirlerinden dolayı kimsenin yargılanmadığı toplum demek, soran sorgulayan kimsenin önünde eğilmeyen kimseden medet ummayan toplum demek. Yani eğitimi bozduğunuz zaman cahil, ezik, sinmiş, sömürülmeye açık bir yığın elde edersiniz demek.
Bunun için de örneğin önce ilkokulları bozup sondan eklemeli bir dil olan Türkçe’ye hiç uymayan Amerika’dan ithal eğitimi dayatıp müfredatı da saçma bir hale sokarsanız, ardından ortaokula gelen çocuğu teog‘dan geçirip iyice allak bullak hale getiririrseniz, liseye geçtiğinde de zaten ne yapsan gider artık kıvamına gelen çocuğa imam hatipi salmak kalıyor, sonuçta da pozitif bilimlerde sıfır çeken öğrenciler; kapatılan matematik, fizik, kimya, biyoloji bölümleri; Avrupa sıralamasında sonuncu olan çocuklar. İşin güzeli bunca şeyi yapmak 10 yıldan biraz fazla zaman alıyor.
Evet, nihayet sınava geçecek olursam, ilk girdiğim sınav matematik – geometri sınavı oldu. Üzücü bir şekilde en düşük ortalamalar bu iki sınava ait. Matematik ortalaması son sınıftakilerde %20 iken tüm adaylarda bu oranın biraz da olsa altında kalıyor, geometri ise %15’i bile bulamıyor.
|
Son Sınıftakiler |
Tüm Adaylar |
Matematik (50 soru) |
10,20 |
9,72 |
Geometri (30 soru) |
4,10 |
3,78 |
Zaten gözlemleyebildiğim kadarıyla da çoğu adayın iki sütunlu matematik cevap alanının sağ yanı daha boştu ki doğru cevapların sorulara göre dağılımı grafiği de beni doğrular nitelikte. Bense millet ne yapmış diye bakmadığım sırada zaten hiç görmedim deyip elediğim matris, deteminant; hatırlamıyorum deyip atladığım limit, türev, integral, logaritma ve zamanında bile öğrenenememiştim deyip geçtiğim trigonometriden arta kalan sorularla ortalamayı iyi kötü geçtim. Geometride ise en azından cevapladığım soru sayısı daha fazla oldu.
Bana sorulsa yabancı dilden sınava girenlerin en azının gireceği diğer sınav fen bilimleridir derdim ama ÖSYM ne düşündüyse artık matematik sınavından hemen sonra bir de yabancı dil sınavına girdim. Sınavdan önce hiç değilse kelime bakayım bari diye niyetlenmiş olsam da hiç fırsatım olmadı ne yazık ki ama ömrümün neredeyse üçte ikisini İngilizceyle geçirdiğim için açıkçası korktuğum bir sınav değildi. İster Amerikan emperyalizminin dayatması deyin ister küreselleşen dünyanın ortak dili deyin (evet farkındayım küreselleşme ile emperyalizm çok farklı şeylermiş gibi bir anlam çıktı ama kastettiğim paranın küreselleşmesinden ziyade mesafelerin kısalması, sınırların kalkması gibi biz küçük insanlar için olan kısmı) İngilizce öğrenmemek imkansız gibi. KPDS görmüş biri olarak sonucum beklediğimden düşük olsa da İngilizce’nin ortalaması da Fransızca ve Almanca’ya kıyasla bir hayli düşük.
|
Son Sınıftakiler |
Tüm Adaylar |
İngilizce (80 soru) |
21,34 |
20,07 |
Almanca (80 soru) |
31,36 |
26,56 |
Fransızca (80 soru) |
41,93 |
35,60 |
En yüksek ortalamanın Fransızca’da olmasının sebebi kuşkusuz özel Fransız liseleri, Almanca’dan girenlerin arasında Almancılar var mı, varsa ne oranda bilmiyorum ama Almanca da ikinci sırada. İngilizce ise %25 ortalamayla son sırada.
Yanılıyorsam düzeltin ama buradan çıkan sonuç eğitim sistemimizin bırakın sözel/sayısal/eşit ağırlıktakilere birden fazla dersi öğretmeyi, dilcilere tek dersi bile öğretemediği.
Sonraki hafta ise edebiyat ile oturum başına para alan ÖSYM’nin (malum dert söyledir, benim de içime oturdu 90TL) edebiyatın yanına bir şey koyalım da söğüşlediğimiz belli olmasın ayağına yanına ilave ettiği coğrafyadan sınava girdim. Biz eşit ağırlıkçılar hem tarih hem de coğrafya görürken edebiyatın yanına neden tarih değil de coğrafya koydular ya da coğrafyayı neye göre ikiye böldüler ile kitapları yasaklayıp yazarları sormanın anlamı nedir bu sınavdaki hala cevaplarını bulamadığım sorular.
|
Son Sınıftakiler |
Tüm Adaylar |
Türk Dili ve Edebiyatı (56 soru) |
20,12 |
20,98 |
Coğrafya 1 (24 soru) |
9,88 |
10,21 |
Bu arada sınavlar arasında en yüksek ortalama bu iki teste ait. Edebiyat %35’in coğrafya da %40’ın üzerinde. Yalnız ilginç olan nokta şu ki sayısal ve dil sınavlarında tüm adaylarda puan ortalamaları düşerken sözellerde tüm adaylarınki yükseliyor, şöyle ki:
|
Son Sınıftakiler |
Tüm Adaylar |
Tarih (44 soru) |
12,70 |
13,12 |
Coğrafya 2 (14 soru) |
5,79 |
5,82 |
Felsefe Grubu (32 soru) |
10,85 |
10,80 |
Felsefedeki küçük düşüşe rağmen tarih, coğrafya ve edebiyatın tüm adaylarda artmasının sebebi ne olabilir diye düşününce aklıma tek bir şey geliyor: KPSS
Son olarak fen bilimlerinde de ortalamalar %20 ile %30 arasında.
|
Son Sınıftakiler |
Tüm Adaylar |
Fizik (30 soru) |
7,00 |
6,48 |
Kimya (30 soru) |
9,52 |
8,75 |
Biyoloji (30 soru) |
10,53 |
9,78 |
İşin acıklı yanı ise benim beğenmediğim bu puanlar aslında üniversite sınavının ilk basamağı olan YGS’ye nazaran oldukça yüksek. YGS’ye göre daha az kişinin girmesi ve girenlerin de zaten YGS’de belli bir puanın üstünde almış olmaları gerçeği bir yana, YGS de şöyle idi:
|
Son Sınıftakiler |
Tüm Adaylar |
Türkçe (40 soru) |
15,9 |
15,8 |
Sosyal Bilimler (40 soru) |
10,4 |
10,7 |
Temel Matematik (40 soru) |
5,4 |
5,2 |
Fen Bilimleri (40 soru) |
4,6 |
3,9 |
Sonuç olarak çocuklarımızın okuduğunu anlayamayan düşündüğünü anlatamayan hesap kitap dahi yapamayan dünyadan bihaber kişiler olmasını isteseyip çocuklarımızı okula göndermeseydik bu kadarını yapamazdık, sağolasın milli eğitim.
Kendi özeleştirimi de yapacak olursam en başta dediğim gibi kullanılmayan organ köreliyor. Kuşkusuz bugün lisedeki bildiklerimden daha farklı şeyler biliyorum ama o zaman öğrendiklerimin de çoğunu -ki bu günlük hayatta kullanmadığım matematik ve edebiyat oluyor- unutmuşum.
Sınav sistemleri sürekli eleştirilse de her zaman beterin beterinin olduğunu bize hatırlatmayı kendine görev bilmiş ÖSYM’ye ise ayrı bir teşekkür etmek lazım. Benim girdiğim ÖSS en azından pratikte karşılığı olan konulardan oluşurken -yorum yapma ve problem çözme gibi- şimdiki sınav doğru düğmeye basınca muzu alan maymunlarla yarışsak halimiz daha da feci olurdu dedirtecek kadar ezbere dayalı.
Kaynak: 2015 LYS Sayısal Bilgiler [ÖSYM] 2015 YGS Sayısal Bilgiler [ÖSYM]
Yorum yazabilmek için oturum açmalısınız.